Komünizm Ne Zaman Ortaya Çıktı ?

Sude

New member
Komünizm Ne Zaman Ortaya Çıktı?

Komünizm, toplumsal, ekonomik ve politik bir ideoloji olarak, sınıfsız bir toplum düzeni kurmayı amaçlar. Bu ideoloji, özel mülkiyetin ortadan kaldırılması ve üretim araçlarının toplum tarafından ortaklaşa kullanılmasını savunur. Komünizm, Karl Marx ve Friedrich Engels’in eserlerine dayanan bir düşünce sistemi olarak, 19. yüzyılın ortalarında şekillenmiştir. Peki, komünizm ne zaman ortaya çıkmıştır ve bu ideolojinin tarihsel kökenleri nelerdir? Bu sorulara daha derinlemesine bir bakış, komünizmin evrimini anlamamıza yardımcı olacaktır.

Komünizmin Kökenleri ve Erken Dönem Gelişimi

Komünizm, düşünsel olarak, sınıf mücadeleleri, eşitlik ve adalet gibi kavramlarla ilişkilidir. Ancak, komünizm fikrinin temelleri, 18. yüzyılın sonlarına doğru, Aydınlanma dönemi düşünürlerinin eserlerinde görülebilir. Bu dönemde, birçok filozof, bireysel özgürlük, eşitlik ve toplumda adaletin sağlanması gerektiğini savunuyordu. Ancak, komünizmin temel ilkelerinin net bir şekilde tanımlandığı dönem, 19. yüzyılın ortalarına dayanmaktadır.

Karl Marx ve Friedrich Engels, 1848’de yayınlanan “Komünist Manifesto” adlı eserlerinde komünizmi kapsamlı bir şekilde tanımlamışlardır. Bu eser, komünizmin daha önceki tüm teorilerden ayrıldığı noktalara değinmiştir. Marx’a göre, tarihsel gelişim, sınıf mücadelesinin bir sonucu olarak şekillenir. Kapitalizmin son aşamasına gelindiğinde, işçi sınıfının (proletarya) devrim yoluyla kapitalist sınıfı (burjuvazi) devireceği ve nihayetinde sınıfsız bir toplumun kurulacağı öngörülür. Bu toplumda, üretim araçları özel mülkiyetten ziyade toplumun ortak malı olacaktır.

Komünizmin Felsefi Temelleri ve Karl Marx'ın Rolü

Komünizmin tarihsel olarak ortaya çıkmasında en büyük etkiye sahip olan kişi, şüphesiz Karl Marx’tır. Marx, Hegel'in diyalektik felsefesini ve ekonomik teorileri birleştirerek, kapitalizmin sınıf çatışmalarına dayalı yapısını analiz etti. Onun en önemli katkılarından biri, işçi sınıfının (proletarya) burjuvaziye karşı devrim yaparak sınıfsız bir toplum oluşturacağına dair öngörüsüdür. Bu, komünizmin temel ideolojisinin temelini oluşturdu.

Marx, kapitalizmin zamanla kendi iç çelişkileriyle yok olacağı ve sonunda komünist bir toplumun ortaya çıkacağı görüşünü savunmuştur. Marx’ın felsefesinde, tarihsel materyalizm ön plandadır. Bu görüşe göre, toplumların evrimi, ekonomik üretim biçimlerinin değişimiyle şekillenir. Komünizm, bu evrimin bir sonucu olarak ortaya çıkmalıdır.

Komünizmin İlk Yayılımı ve 19. Yüzyıldaki Etkileri

Komünizm, ilk olarak Marx ve Engels’in eserleri aracılığıyla Avrupa’da yayılmaya başladı. Özellikle 1848’deki Avrupa devrimleri sırasında, işçi hareketleri ve sosyalist düşünceler giderek daha fazla önem kazandı. Ancak, komünizmin tam anlamıyla bir hareket haline gelmesi, Rusya'da gerçekleşen 1917 Ekim Devrimi ile oldu.

Bu dönemde, Vladimir Lenin önderliğinde Rusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi, komünist ideolojiyi pratiğe döken ilk büyük devrim olarak tarihe geçti. Lenin’in önderliğinde Bolşevik Partisi, Çarlık Rusyası’na karşı bir devrim gerçekleştirerek Sovyetler Birliği’ni kurdu. Sovyetler Birliği, komünizmin pratiğe döküldüğü ilk devlet oldu ve dünya çapında birçok sol görüşlü harekete ilham verdi.

Komünizmin Yayılma Süreci ve Soğuk Savaş Dönemi

1917’deki Ekim Devrimi, komünizmin dünya çapında yayılma sürecinin başlangıcıydı. Sovyetler Birliği’nin kurulmasının ardından, komünizm, yalnızca Avrupa’da değil, Asya, Afrika ve Latin Amerika’da da etkili olmaya başladı. Çin’de 1949’da Mao Zedong’un liderliğinde gerçekleştirilen Çin Devrimi, komünizmin Asya’daki en güçlü temsilcisi haline geldi.

Bunun yanı sıra, Soğuk Savaş dönemi (1947-1991) komünizmin dünya üzerindeki yayılmasının zirveye ulaştığı bir dönem oldu. Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği arasındaki ideolojik mücadele, kapitalizm ve komünizm arasında yoğun bir rekabete sahne oldu. Sovyetler Birliği, Doğu Avrupa’da birçok komünist hükümetin kurulmasına öncülük etti ve Asya’daki birçok ülke de komünizmi benimsedi. Bu dönemde, komünizmin yayılması, dünya politikalarını derinden etkiledi.

Komünizmin Çöküşü ve Günümüzdeki Durumu

Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle birlikte, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşü ve Doğu Avrupa’daki komünist rejimlerin devrilmesi, komünizmin global ölçekteki etkisini önemli ölçüde azalttı. Ancak, bazı ülkelerde hala komünist partiler iktidarda bulunmaktadır. Çin, Küba ve Kuzey Kore gibi ülkeler, komünizm veya sosyalizm adına hükümetlerini sürdürmektedir.

Günümüzde komünizm, birçok bölgede ekonomik ve politik bir alternatif olarak kabul edilmemekle birlikte, sosyal adalet, eşitlik ve işçi hakları gibi temalar hâlâ birçok sosyalist ve komünist hareketin merkezinde yer almaktadır.

Komünizm Ne Zaman ve Nasıl Ortaya Çıktı?

Komünizm, ilk kez 19. yüzyılın ortalarında Karl Marx ve Friedrich Engels’in eserleriyle teorik bir temele oturdu. Ancak, bu ideolojinin yayılması ve pratiğe dökülmesi, 20. yüzyılda gerçekleşmiştir. Komünizm, başlangıçta Batı Avrupa’da işçi sınıfı hareketleri ve sosyalist düşüncelerle şekillendi, ancak en büyük ve etkili dönüşümünü Rusya’daki Ekim Devrimi ile yaşadı. Sovyetler Birliği’nin kuruluşuyla birlikte, komünizm global bir ideoloji haline geldi.

Sonuç olarak, komünizm, düşünsel olarak ilk kez 19. yüzyılda Karl Marx’ın felsefi ve ekonomik teorileriyle ortaya çıkmış olsa da, tarihsel olarak 20. yüzyılda büyük bir politik hareket olarak şekillenmiştir. Komünizm, sınıfsız bir toplum yaratma amacını güderken, uygulamaları ve sonuçları dünya çapında büyük tartışmalara yol açmış ve birçok farklı biçimde hayata geçirilmiştir.