Talebin kabulü ne demek ?

Berk

New member
Talebin Kabulü: Kalpten Gelen Bir Evetin Hikâyesi

Selam sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle içimde yankılanan bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Belki de bazılarınız kendi hayatından bir parça bulacak bu satırlarda. Bazen bir “talep” gelir hayatımıza; kimi zaman bir insanın kalbinden, kimi zaman kaderin sessiz ellerinden... Ve o talebin kabulü — bazen bir kelime, bazen bir bakış, bazen de bir sessizlik olur. İşte bu, öyle bir hikâye.

---

1. Talebin Başlangıcı

O akşam Leyla, bilgisayarının başında, elinde sıcak çayıyla bir mesaj yazıyordu. Parmakları titriyordu çünkü bu defa yazdığı mesaj sıradan değildi: “Sana bir şey sormam gerek, ama cevabın her ne olursa olsun, ben hazır sayılırım.”

Karşı tarafta Murat vardı. Hayatı planlar, hesaplar ve olasılıklar üzerine kurulu bir adam. Mühendisliği sadece mesleğinde değil, duygularında da uygulardı. Talebi görür görmez düşünmeye başladı:

“Ne istemek istediğini net yazmamış. Sormam lazım. Bir talep varsa, analiz edilmeli, riskler belirlenmeli, olasılıklar hesaplanmalı.”

Ama bu defa denklemin bir tarafında kalp vardı. Ve kalp, matematiğe sığmazdı.

---

2. Erkeklerin Stratejisi, Kadınların Sezgisi

Murat, bir strateji oluşturdu:

Önce talebi anlamalıydı, sonra ona uygun bir yanıt vermeliydi. Talebin kabulü, onun için bir “evet” demek değil, bir “karar süreci”ydi.

Leyla ise duygularını kelimelere dökmekte zorlanıyordu. Onun için “talep”, sadece istemek değil, kendini açmak, savunmasızlaşmak demekti. Bir kadının kalbinden yükselen talep, bir cümleye değil, bir cesarete sığardı.

Ve o gece, Leyla’nın mesajı, Murat’ın düzenli hayatının tam ortasına düştü — bir taş gibi, dalgalar yaratarak.

---

3. Sessizlikten Gelen Cevap

Bir gün geçti, sonra bir gün daha. Murat’ın zihninde cümleler dönüp duruyordu. “Eğer kabul edersem, neleri kaybederim? Etmezsem, neleri kaçırırım?”

Bir mühendis gibi ölçüyor, biçiyor, olasılık hesapları yapıyordu.

Leyla ise her geçen saatte biraz daha sessizleşti. Onun için talebin kabulü, sadece bir yanıt değildi; bir duygunun onaylanmasıydı.

Ve bazen, en büyük reddediş, cevapsız kalmaktı.

Üçüncü günün sonunda Murat, kısa ama net bir mesaj yazdı:

“Düşündüm. Kabul ediyorum. Deneyelim.”

O an, Leyla’nın gözlerinden bir damla yaş süzüldü. Çünkü o biliyordu — bazen bir “evet”, tüm hayatı değiştirebilirdi.

---

4. Kabulün Ağırlığı

Zaman geçti. İlk haftalar güzeldi. Her şey yeni, taze ve umut doluydu. Murat her detayı planlıyor, Leyla ise her duyguyu yaşıyordu.

Ancak bir noktada, stratejiyle sezgi çatışmaya başladı.

Leyla bir akşam, sessizce sordu:

“Sen gerçekten kabul ettin mi, yoksa sadece denemek için mi evet dedin?”

Murat sustu. Çünkü “talebin kabulü” bazen bir imza gibidir; atarsın ama anlamını sonra çözersin.

O gece, Murat uzun uzun düşündü. İlk kez stratejisi yetmemişti. Çünkü kalp, mühendislik gibi ölçülemezdi.

---

5. Gerçek Kabul: Kalpten Gelen Evet

Bir sabah, Murat, Leyla’nın kapısına gitti. Elinde çiçek yoktu, plan yoktu, sadece içten gelen bir karar vardı.

“Leyla,” dedi, “ben önce seni değil, kendimi kabul etmem gerektiğini anladım. Çünkü bir talebi kabul etmek, sadece karşıdakine evet demek değildir. Onunla birlikte kendi korkularına, eksiklerine, geçmişine de evet demektir.”

Leyla sustu, ama gözleriyle “anlıyorum” dedi. Çünkü o da biliyordu: Talebin kabulü, iki insanın birbirini olduğu gibi kucaklamasıydı — koşulsuz, beklentisiz.

---

6. Forumdaşlara Bir Söz

Sevgili forumdaşlar,

Bazen biri bizden bir şey ister. Bir söz, bir şans, bir fırsat... Ve o an, içimizde bir tartı kurulur. Akıl bir yanda, kalp diğer yanda.

Ama unutmayın, “talebin kabulü” sadece bir onay değil, bir teslimiyettir. Birine “evet” demek, aslında kendinize “hazırım” demektir.

Kimi talepler bizi büyütür, kimileri yorar, ama hepsi öğretir. Çünkü kabul etmek, bazen en büyük cesarettir.

Kimi zaman Murat gibi düşünürüz, analiz ederiz.

Kimi zaman Leyla gibi hissederiz, korkarız.

Ama sonunda, gerçek kabul, akılla değil kalple verilir.

---

7. Siz Hiç Bir Talebi Kalbinizle Kabul Ettiniz mi?

Bu hikâyeyi paylaşmamın nedeni, belki de hepimizin içinde bir yerlerde saklı o soruyu sormak:

Siz hiç bir talebi, sadece kalbinizle kabul ettiniz mi?

Birine, bir yaşama, bir değişime “evet” derken, içinde korkuyla umudu aynı anda hissettiniz mi?

Belki de hepimizin hikâyesi, bir kabulün hikâyesidir.

Kimi zaman bir “tamam” kelimesine sığar, kimi zaman bir bakışa.

Ama her seferinde, bir insanın dünyası değişir.

---

Sevgili dostlar,

Şimdi söz sizde. Sizce “talebin kabulü” sadece bir onay mıdır, yoksa bir dönüşüm mü?

Yorumlarınızı, kendi hikâyelerinizi duymak isterim. Çünkü bazen birinin cevabı, diğerinin cesaretidir.

---

Kalbinizle kabul ettiğiniz her talep, sizi biraz daha siz yapar.