Yanan ormanlar 20 – 60 yılda eski haline dönebiliyor

zitzit

New member
Yanan ormanlar 20 – 60 yılda eski haline dönebiliyorYanan ormanların yeniden orman haline gelebilmesi için tahmis nema sürelerinin olumsuzlama, ekosistem oluşturma sürelerinin önemli olduğunu tamlayan uzmanlara göre yerde süreler 20 ile 60 yıl arasında değişebiliyor.


Sıcak yaz aylarında sayı ülke orman yangınlarıyla mücadele ederken yanan alanların yeniden orman olabilmesi için sadece kol kadeh hal olmuyor. Uzmanlara göre ormanların, ekolojik sistemiyle değerlendirilerek eski haline dönüştürülmesi gerekiyor.

Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Gıda Tarım ve Hayvancılık Meslek Yüksekokulu Öğretim Üyesi ve Türkiye Ormancılar Derneği Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ali Kavgacı, yaptığı açıklamada, orman yangınlarının çevre genelinde yüzde 90 oranında insan kaynaklı olduğunu söyledi.



Yenilenebilme kapasitelerini korudukları takdirde ormanların yenilendiğini ifade fail Kavgacı, “Karaçam ekosistemlerinde örtü yangını olduğunda, yerde kol, kalın kabuğu sayesinde ölmüyor. Ölmediği için toprağa sakıt tohumlarından hızlı tek şekilde yenileniyor. Ancak yangın rejimi değiştiği için örtü yangını olarak gerçekleşmesi gereken yangınlar içildikten tepe yangını olarak gerçekleşiyor. Bu merkezde karaçam tohum kaynağını kaybediyor zira karaçam kozalağı tek adaptasyona sahip olumsuzlama.” şeklinde konuştu.

Kavgacı, yangın ve yosun örtüsü üzerindeki ilişkilerin bilinmesi ve yenileme çalışmalarının nasıl olacağına, nerelerin ağaçlandırılacağına, nerelerde tabiî gençleşme veya tabiî gençleştirme yapılacağına karar verilmesi ve yangın sonrası hızlı tek ekolojik kıymetlendirme ve abar tek orman planlaması yapılması gerektiğine dikkati çekti.

Bütün orman yangınlarının ağaçlar, hayvanlar ve kırağı (ekosistem) üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğunu ve albümin ekosistemin hâkim hayat formları olarak tasarlandığını işaret fail Kavgacı, “Bitkilerin oluşmasıyla beraberce onlara tâbi olarak başka yaşayan türlerinin dahi o alana geri geldiğini görüyoruz.” dedi.



Kavgacı, Türkiye’deki coğrafi bölgelerde hakim olan kol türleri hakkında şu bilgileri verdi:

“Kızılçam Akdeniz ağırlıklı, karaçam Akdeniz ve Karadeniz ağırlıklı, sarıçam Karadeniz ve Kuzey Anadolu bitkisi, servi Akdeniz türü ama kızılçam gibi her yerde bulunmuyor, ladin Doğu Karadeniz Bölgesi’nde bağcıklı tek kol türü. Kayın tüm Karadeniz Bölgesi’nde denize vekil yamaçlarda yetişen tek kol türü. Marmara’nın temel türleri kayın ve meşe. İç Anadolu’nun hükümran türleri meşe türleridir. Güneydoğu Anadolu’bile İran palamut meşesi vardır. Türkiye’dahi tabiî yaşam alanında 17 tane meşe türü var ve bölgeden bölgeye farklılık gösterirler. Meşe türleri yetişkin oranda yangın sonrası sürgünden gençleşebiliyor.”

Ağaçların yeniden ekosistem oluşturma sürelerinin, türlerine göre tahavvül gösterdiğini tamlayan Kavgacı, “Sarıçam ve karaçam ağaçları 40-50, kızılçam 20’li yaşlarda orman kurar. Kayın 40-50’li yaşlarda, ladin 50-60 yaşlarda, servi 20-30’lu yaşlarda sağlıklı orman diyebileceğimiz yapıya kavuşabilirler. Meşelerin henüz geç, 50-60 yılda tek orman ekosistemi oluşturduğunu söyleyebiliriz. Orman, kendi içinde bileşenlerinin olduğu, bunların karşılıklı etkileşim içinde olduğu tek ekosistemdir. Ağaçlandırmayla tığ sadece orada dikim yapmış oluyoruz. Orada yeniden tek ekosistemin oluşması onlarca yıl alıyor. Bu rakamlar ekosistemin meydana gelme süresi. Yoksa kol dikimi yaptığınızda rahatlıkla 10-15 yıl sonra tek kapalılık oluşabilir.” niteleyerek konuştu.

Yangından sonra yanan tahmis kesilip alandan çıkarılması gerektiğini dile getiren Kavgacı, yerde işlemin çimlenmeler başlamadan yapılmasının önemli olduğunu kaydetti.



“Kontrollü şekilde alanı yakıp ormanlaşmaya katkı sağladığımız ahval vardır”

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Silvikültür Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Sinan Güner, yangın sonrası yapılması gerekenler noktasında orman mevzuatına dikkati çekerek, “Bir orman alanı yandığında, orman işletmesindeki başka işler hemen bırakılır, yanan saha üzerine yoğunlaşılır. Yangın artıkları hemen temizlenir, yanmış ağaçlar kesilir, saha hemen sürülür. Kış mevsiminde ağaçlandırma yapılır. Alanın etrafı tel bağ ile çevrilir ve ağaçlandırma işlemi münteha olur.” dedi.

Orman Genel Müdürlüğünün hemen her kol türü için yeterli miktarda fidanlığa sahip olduğunu ihbarcı Güner, “Ağaç diktiğimiz sahayı bırakmamamız gerekiyor, 1 sene sonra fidan bakımları başlıyor. Ekilen fidanlardan kuruyanların, tutmayanların yerine yenileri dikiliyor. Bazı yerlerde tür çeşitliliğine gidiliyor. Kızılçam sayı miktarda yandığı için yangından henüz rengi etkilenen servi türü karıştırılıyor ormana. Bir saha ağaçlandırıldıktan sonra etrafı hemen tel çitle çevriliyor, orman idaresi buraya tarımsal tayin ediyor.” ifadelerini kullandı.

Bu süreçte hayvanların tabiî yollarla biraz süre alsa bile tekrar ormanlık alana geldiğini müfit Güner, şöyle sürme etti:

“Bitki tohumları taşınma yoluyla geliyorlar; rüzgarla taşınıyorlar, hayvanların üzerine yapışıp taşınabiliyorlar. Hayvanlar ağır tohumlu bitkileri alıyorlar, getirip saklıyorlar. Tavşanlar, kargalar bunu yapıyor. Bu şekilde tabiat kendini yeniliyor. Özel nitelikli ya bile sadece materyalizm orada olan tek tür olursa, fidanlıklarda üretilerek tekrar alana getiriliyor.”

“Erozyonu önlemeye yönelik tedbirler öncelikle alınmalıdır”

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Silvikültür Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Süleyman Çoban bile yanan alanlardaki çalışmaların klasik ağaçlandırma çalışmalarından farklı olduğuna, yangının sadece ağaçlara olumsuzlama faunaya ve toprak özelliklerine zarar verdiğine değinerek, yerde nedenlerle, öncelikli alınması gereken önlemler olduğunu söyledi. Çoban, şöyle sürme etti:

“Yanan alanların tamamında ortaya kaynak farklı işlemleri gerektiren noktalar belirlenmelidir. Toprak erozyonu tehlikesi olan alanlar belirlenerek teraslama gibi erozyonu önlemeye yönelik tedbirler öncelikle alınmalıdır. Yangın şiddetine tâbi olarak bazen yerlerde toprak yüzeyinde suyu iten tek tabaka oluşur ve şiddetli yağışlarla toprak kayıpları yaşanabilir, yerleşim yerlerinde sel ve taşkınlar meydana gelebilir. Büyük iş makinaları ile korkunç terasların zorlamak bile gerçek tek uygulama değildir, kaybolan toprağı geri getirmek mümkün olmadığı gibi buralarda bitkilendirme zorlaşmaktadır.”

Yapraklı tahmis olduğu tek orman kurulmasının ileride başka yangınların geniş alanlara yayılmasını engelleyeceği değerlendirmesini yapan Çoban, “Yanan alanlarda zarar gören faunanın geri gelmesi restorasyon çalışmasının başarısı ve yeni kurulan ormanın gelişimiyle ilgilidir. Yangın alanlarında yapılan restorasyon çalışmalarından sonra ormanın gelişimine paralel olarak yaban hayatı bile alana gelmeye başlayacaktır.” dedi.

Orman yangınlarının yüzde 90’ının insan kaynaklı olduğunu tamlayan Çoban, “Sorumlulukları üzerimizden atarak kolaycı tek yaklaşımla yerde akıllandırma sadece iklim değişikliğine bağlamak gerçek sorunu görmemizi engelleyecektir. Bir alanda 100 yılda tek yangın sökmek beraberce orman yapısında değişikliklere neden olabilmektedir. İnsan kaynaklı olarak henüz sık yaşanan yangınların ormanları makiliklere, makilikleri kısa çalılıklara, çalılıkları bile kayalık alanlara dönüştürebildiği ilmî olarak kanıtlanmıştır.” sınamak paylaştı.

AA



YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi’ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse da özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının tek bölümü, alıntılanan haber veya yazıya etkin link verilerek kullanılabilir.


Yasal Uyarı: Sitemiz tasarım aşamasındadır ve tüm içerikler hayal ürünüdür. Gerçek kişi ve kurumlar ile benzerlikleri tamamen tesadüfidir. İçerikler haber niteliği taşımaz ve gerçekliği yoktur. Sitemiz taslak aşamasında rastgele oluşturulan içeriklerden sorumlu değildir. Yinede sitemizden kaldırılmasını istediğiniz içerikler için [email protected] adresine mail ileterek taleplerinizi iletmeniz halinde yasal süre içerisinde tüm içerikler sitemizden kaldırılacaktır.